Sinema salonlarının Türk Film afişleriyle dolu olduğu şu
günlerde işimi şansa bırakmadım ve tabi ki bir Çağan Irmak filmi olan ve uzun
zamandır beklenen "Unutursam Fısılda" filmini tercih ettim. Her bir
karesinde bir Çağan Irmak filminde olduğunuzu hissettiğiniz, kemikleşmiş
kadrosunun yanı sıra genç yeteneklere de yer verilen bu filmde beklediğinizi
buluyorsunuz ama fazlasını değil! Çağan Irmak'ın dönem filmlerine ve müziklerine
olan hayranlığı bu filmde de karşımıza çıkıyor.
Başlıkta da belirttiğim gibi Çağan Irmak henüz en iyi
filmini çekmedi. Çünkü Çağan Irmak'ın en iyi filmi adayı bayrağını açık ara
farkla Babam ve Oğlum filmi taşıyor. Babam ve Oğlum gibi dönem filmi özelliği
taşıyan Unutursam Fısılda, Çağan Irmak çıtayı yükselttiğinden olacak ki
beklentimi karşılayamadı. Çağan Irmak'ın senaryosunu da kaleme aldığı filmde
Türk halkının çokça haberlerden bildiği "köyden kaçan ve büyük şehirde
ünlenen genç kız" masalını yalın ve akıcı bir şekilde izleyiciye sunuyor.
Filmde izleyicinin aklından belki de bir sürü ünlü Yeşilçam yıldızı geçiyor.
Ayperi karakterinin evinde duvardaki resim Türkan Şoray'ın meşhur resminin
yakın zamanda da ünlü bir tekstil markasının t-shirtlerini süsleyen karenin
aynısı. Çağan Irmak da Yeşilçam filmlerine özlem duyuyor olacak ki bir ömür
süren iki kız kardeş çatışmasını dönem ve günümüz olarak başarıyla anlatmış.
Dönem kostümleri, pozlar, fotoğraflar, ses kayıtları, imkanlar, imkansızlıklar,
o çağın insanlarının halet-i ruh iyesi gerçekçi bir şekilde aktarılmış. 40 sene
öncesi ve sonrası geçişleri Türkiye'de bir çok yönetmen ve ekibinin
yapamayacağı kadar başarılı.
Oyunculara gelince, ilk bakışta gençlere emanet edilmiş,
Mehmet Günsür ve Kerem Bürsin'in hayran kitlesini kolaylıkla sinema salonlarına
çekeceği için stratejik bir karar alınmış gibi görünsede, yine en göz doldurucu
oyunculuklar deneyimli oyunculardan çıkmış. Işıl Yücesoy ve Hümeyra, Hanife ve
Hatice'nin müthiş repliklerine gerçekçi oyunculuklarıyla can vermişler.
Her filmde kendime
tek bir favori oyuncu seçerim, bu filmin favorisi kesinlikle Işıl Yücesoydu.
Karakterin yıllar boyunca içinde biriktirdiği nefret ve kardeşe olan hasretle
arasında kaldığı ikilemi başarıyla canlandırmış. Yaşımdan dolayı beni maruz
görün ama Işıl Yücesoy'u ilk fark ettiğim yer yine bir Çağan Irmak dizisi olan"
Çemberimde Gül Oya" idi. Işıl Yücesoy dizinin sonlarına doğru Alzheimer
hastası olan bir İstanbul hanfendisini canlandırıyordu. Kalem aynı olunca e
tabi bazı karakterler yer değiştirebiliyor. Filmin ortalama bir izleyici
tarafından en çok farkedilen noktası ise genç Hanife'yle yaşlı Hanife'nin
inanılmaz benzerliği. Oyuncu seçimine en son kim karar verdi bilmiyorum ama isabetli
bir seçim olmuş. Gözde Cığacı'dan bir Işıl Yücesoy oyunculuğu beklemesekte
kendisi Farah Zeynep Abdullah'tan daha iyi iş çıkarmış diyebilirim. Açıkçası
Farah Zeynep Abdullah'la ilgili beklentim daha yüksekti. Ağlatma potansiyeli
olan dram sahnelerinin hakkını verememiş.
Tipik bir Çağan Irmak filmi deyip geçmek kolay olsa da
sahnelerin çekimi, oyunculuk seçimi, çiçek çocuk dönemini canlandırmak ciddi
emek isteyen ve zorlayıcı olsa gerek. Çağan Irmak'ın hakkını vermek lazım,
güzel film yapmış. Ancak Babam ve Oğlum & Issız Adam'ın üstüne çıkacak bir
filmi henüz yapamadı. İster istemez Çağan Irmak filmlerini kendi içlerinde
kıyaslarken "Tamam mıyız? " filminin kurgu ve senaryosunun daha iyi olduğunun
altını çizerken, Unutursam Fısılda filminde yönetmen Babam ve Oğlum'un
senaryosundan yemiş. Yine de sinemada görülmesi gereken, size nostaljik anlar
yaşatırken, zaman zaman duygulandıran güzel vakit geçireceğiniz bir film.
İyi seyirler.
Kübra Sancı.
Ellerinize sağlık yine döktürmüşsünüz
YanıtlaSilDiğer yazılarınızı heycan ile bekliyorum...
Teşekkürler... Yazılarıma devam ediyor olacağım:)
YanıtlaSil