ADALET - İNŞAAT MALZEMELERİ HİÇ BU KADAR TEHLİKELİ OLMAMIŞTI!


Dikkat Spoiler içerir!

26 Eylül'de vizyona giren, fragmanını ilk izlediğimde beni merak ettiren "The Equalizer- Adalet" filmini sonunda izledim. Denzel Washington'ın başrolünü oynadığı, Antoine Fuqua'nın yönetmenliğini yaptığı film, bu ikilinin birlikte yaptığı ilk iş değil. Denzel Washington'a En İyi Erkek Oyuncu Oskarını kazandıran "Training Day - ilk gün" filminde de yine yönetmen ve oyuncu olarak yer almışlardı. Zaman geçti, teknoloji ilerledi, gerilim, polisiye, aksiyon alanında nice kurgular izlememize rağmen "adalet" "ilk günü" geçemedi. Ancak şunu da belirtmeliyim ki adalet son zamanlarda izlediğim en iyi polisiye filmlerinden biriydi.




Fragmandan da anlaşılacağı gibi Robert McCall yapı marketinde çalışan, süper düzenli, ultra sıkıcı bir hayat yaşayan, Amerika'daki sağlıklı yaşam furyasına katılmış sıradan bir vatandaştır. Öyle ki akşamları kitabını alıp, poşet çayını bile yanında taşıyıp bir kafede oturan geçkin bir amcamızdır. Öyle midir acaba? Eskort bir kızla konuşup, onu tanımaya başlamasıyla Teri'nin (eskort kız) hayatına dahil olacaktır. olay başlarda kızı kurtarmak amacıyla batı yakasının küçük bir Rus çetesini saniyeler içinde çökertmesi gibi görünse de aslında iş tahmin edildiğinden daha büyüktür ve karakterimizin başı ciddi anlamda belaya girecektir. Her bir saniyesini heyecanla izlediğim araya girdiğimizde salonca koca bir "aaaa" dediğimiz sürükleyici bu filmin her bir saniyesine değdiğini belirtmek isterim.



Denzel Washington' a buradan uzun uzun methiyeler düzmeden önce şunu belirtmeliyim ki bu karakteri ondan daha iyi kimse canlandıramazdı. Denzel Washington'un olgunlaşması ve hafızalara kazanan o güçlü karakterleri de bir araya gelince karaktere cuk oturmuş. Yeri geldikçe sıradan bir vatandaş veya geçmişi kabarık, eğitimli, yetenekli ve Washington'a yakın bir ajan olabilmeyi başarmış ve geçkin yaşına rağmen aksiyon sahnelerinin hakkını verebilmiş. Bu filmde Denzel Washington'dan daha çok ilgimi çeken batı yakasındaki çökertilen Rus mafyasını araştırmak için ta Rusya'lardan Boston' a gelen Teddy karakterini başarıyla canlandıran Marton Csokas. Kendisi bu zamana kadar aslında o kadar da gözümüzün önündeymiş ve yan karakterlerde o kadar çok oynamış ki. Öyle ki babası Macar annesi Avustralyalı bu oyuncu eğitimine ve kariyerine Yeni Zelanda'da başlayıp sanırım orada bir cacık olamayacağını anlayıp Hollywood'un yolunu tutanlardan. Kendisi farklı karakterlere bürünmekte o kadar başarılı ki Zeyna'da 3 farklı karakteri saç ve makyaj hileleriyle farklı dönemlerde oynamış. Yakın zamanda oynadığı en bilindik filmlerden bazıları : Günah Şehri:Uğruna ölünecek kadın, İnanılmaz Örümcek adam 2, Nuh: Büyük Tufan, Yüzüklerin Efendisi : Kralın Dönüşü. Uzun yıllardır bir çok dizi ve film projesinde yer alan oyuncu bence bu filmle ciddi başarı yakalayacağına, onu fark etmeyen bir çok yönetmen ve yapımcının ilgisini bu filmle çekeceğine inanıyorum. Bir sonraki kahraman filmlerinde veya aksiyon filmlerinde onu bir kötü adam veya bir başrolde göreceğimizin tahmininde buradan bulunmak isterim.


Film günümüz suç dünyasına gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaşmış. Öyle ki, petrol, kadın ve uyuşturucu ticaretini gözler önüne tüm açıklığıyla sermiş. Rus erkeklerinin nasıl zengin olduğuna ve "bu Ruslarda çok para var" sözlerinin az da olsa perde arkasına şahit oluyorsunuz. Filmde kazanılan paraları saymaları için tutulmuş başka bir filmin hikayesi olacak olan Asyalı hanımlar. Rüşvetçi polislerden çeken Meksikalı restoran sahiplerinin adalet dağıtan karakterimiz sayesinde huzura ermesi ayrı bir konu. Aslında suç ve adaletin belirli kişilerin elinde olması, bu düzene karşı gelen deneyimli, yetenekli ve güçlü Robert'ın üzerinden bize hem yerel hem de evrensel suç düzenini başarıyla anlatmış bir film izliyorsunuz. Kurgu ve senaryosunu akıcı, ayrıntılarla boğmadan ve devam filmi gelecek şekilde başarıyla yazılmış. Öyle ki, son sahnede bilgisayarda yazılanların devam filminin habercisi. Karakterin öngörüde bulunduğu sahnelerin filme ayrı bir hava kattığını ve filmin sonlarına doğru çalan müziklerinde yerinde ve harika olduğunu belirtmek isterim. 


Peki Antoine Fuqua bu filmde ne yapmış. Açık söylemek gerekirse Training day'i izlememiş olsaydım bu filmi için en iyisi diyebilirdim. Ancak, geçen yıllar içerisinde Training day'in üstüne pek de bir şey koyamamış, sadece teknolojik gelişme gösterdiğini üzülerek söylemek isterim. Alışık olduğumuz karakterin ağır çekim yürürken arkada araba patlama sahnesi yerine yapımcı paraya kıymış ve yönetmen petrol gemisini patlatmış. Bir diğer akılda kalan karizma sahnelerden biri de tavandan sular akarken yapı markette Teddy ve Robert'ın hesaplaşması bize inşaat malzemelerinin ne kadar tehlikeli olabileceğini gösteriyor.. Senaryonun güzelliğinden, oyuncuların başarılı performanslarından ve teknolojinin nimetlerinden beslenen yönetmende yönetmede dair hiç bir şey bulamadığımı üzülerek belirtmek isterim. Ancak, mutlaka görülmesi gereken, izlerken sıkılmayacağınız başarılı bir film olmuş. Hele ki vizyonda şu an elle tutulur merak uyandıran bir film olmadığından hazır bir çok salonda gösterimi yapılırken bir an önce izlemenizi tavsiye ederim.

İyi seyirler

Kübra Sancı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder